Beyrut’ta Gezilecek Yerler : Lübnan Gezilecek Noktalar
Beyrut‘ta gezilecek yerler. Beyrut’ta gezilecek yerler nereler ? Bazı şehirler vardır. Gezerken hiç bitmesin istersin. Sokaklarında kaybolup, kendini kaybetmeye çalışırsın. Aslında aradığın şey kendindir. Gezerken kendinle konuşmayı öğrenir, başbaşa kalıp İstanbul’da ne kadar kendini unuttuğunun farkına varırsın. O kadar kalabalığın içerisinde, ne kadar yanlız mışsın.
İşte bende bu duyguları uyandırdı Beyrut. Her gittiğim şehir başka başka hayaller kurmama, kendimle yüzleşip rahatlamama neden olur. Terapistler bile boşu boşuna “Tatile çıkıp biraz kendinizi dinleyin.” diye sürekli önerilerde bulunmuyor.
Bu yazımda hem Beyrut’ta gezilecek yerler, hem de Lübnan’da görmenizi önerdiğim diğer şehirleri görebilirsiniz.
Seyahat ederken insan sadece yanındakini değil, kendini de tanımayı öğreniyor. Gerçi o kadar yer gezdim ama hala kendimi bulamadım. Hala birşey eksik. Belki 20’li yaşlar bunalımı, belki de aç gözlülük. Neyse…
Beyrut’ta Gezilecek Yerler
Şimdi efendim, şehri baştan sona görmek isterseniz, inanın 1 gün yeterde artar bile. Ama özellikle arka mahallelerine gideyim derseniz, o zaman işin rengi değişebilir. Biz şahsen heyecan peşinde koşmayalım diye, arka mahallelere gitmedik.
“Çok merak etmeyin. Merak başınıza fena şeyler açabilir.” dedi abilerimiz ve uslu uslu şehir merkezinde aylak aylak dolandık. O yüzden bildiklerim çerçevesinde sizlere de hadi aktarayım.
Lübnan ile ilgili tüm yazılarım için, Lübnan linkine bakabilirsiniz.
1. Saint George Maronite Katedrali
Caminin hemen yanıbaşında yer alan 2 dinin yapılarını ilk defa bu kadar yanyana gördüğüm bu katedrale gidiyoruz.
Beyrut’un en eski kilisesi olarak biliniyor. Yüzlerce yıllık ihtişamını korumak adına çok güzel restore edilmiş bir yapı.
2. Mohammed Al-Amin Mosque
Yürüme mesafesinde olan Camiye giderken, çok modern dizayn edilmiş sokaklardan geçerek, ülkenin ve şehrin en önemli camisine gidiyoruz. Dışarıdan da oldukça güzel görünmesine rağmen özellikle iç kısmında yer alan kubbedeki işlemeler gözlerimi alıyor.
Sanırım en az yarım saat oturup kubbesine bakıyorum. Kırmızının onlarca tonunun kullanıldığı cami kubbesinin özellikle iç kısmında yer alan motifler insanı büyülüyor.
Nedense Cami dışarıdan bizim Sultan Ahmet Cami’ne oldukça benziyor. Meğer mimarı Azmi Fakhuri, Sultah Ahmet Cami’nden esinlenerek bu Camiyi yapmış.
Caminin yapımı 2002-2007 yılları arasında tam 5 yıl sürmüş. Caminin hemen arka kısmında ülkenin yeniden inşasında çok büyük emeklerinin geçtiği söylenen eski Başbakan Rafik Hariri’nin mezarıda var.
3. Monot (Mono Okunuşu) Caddesi
Vay efendim burası Beyrut’un gece hayatının kalbiymiş de, yok ne eğlenceler dönüyormuşta, insan hayatında bir kez yaşamalıymış da… Yalan. Hepsi yalan.
Restorandan çıktıktan sonra bu caddeden gündüz yürüyerek, Mohammed Al-Amin Cami’ne gitmek istiyoruz. Gündüz sokaktan da geçelim diyoruz. Hiçbir çekiciliği yok. Hatta akşamda geliyoruz, yine abartı olduğunu görüyoruz. 3-5 mekan var hepsi o. O yüzden gelmenize gerek yok.
4. Abdel Wahab Restaurant
Bu restorana gitmesem, Lübnan benim için kesinlikle eksik kalacaktı. O kadar çok duydum, o kadar övgü dolu sözleri işittim ki, o yemekleri tatmak için 12 saat boyunca hiç birşey yemeyip, üzerine birde daha da aç kalayım diye 2 saat yürüdüm. Peki değdi mi ?
Lübnan yemekleri linkinden detaylı Lübnan mutfağı önerilerimi okuyabilirsiniz.
Değdi kardeşim. Yemekleri çok güzel ve bizim damak tadımıza da oldukça yakın. AVM’ye girmeden önce, Achrafieh (Eşrefiye) caddesinden yürüyerek restorana geliyoruz.
5. ABC AVM
Restorandan yürüyerek şehrin en önemli AVM’lerinden bir tanesi olan ABC AVM’ye gidiyoruz. Keşke yürümeseydik. Vallahi hep yokuş vardı. Siz bu hatayı yapmayın. Normalde AVM’lerden nefret ederim. Ama telefon alışverişi için gitmek mecburiyetinde kalıyoruz.
Zaten AVM işte öyle görecek birşey yok. Telefon fiyatları da, mesela Samsung S6 Edge, Türkiye’ye kıyasla, 100 dolar kadar daha ucuz. Yurtdışından alınan telefon kaydı Türkiye’de nasıl kaydedilir yazımda detaylarını yazdım.
6. National Museum of Beirut (Beyrut Ulusal Müzesi)
Taksiye 3000 Lübnan Lirası ödüyoruz ve Lübnan’ın en önemli müzesine gidelim diyoruz. Ama normalde 5,000 hatta 10,000 isteyenler bile oluyor. Pazarlık yapınca inanılmaz indirimler oluyor bu şehirde. Aklınızda bulunsun.
Derken, ülkenin gururu olan bu müzeye ulaşıyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse beklediğimden çok daha bakımlı ve çok daha güzel bir müze. Dedim ya, Beyrut beni herşeyi ile şaşırtıyor.
Bu müzede yaklaşık 100,000 eser sergileniyor. 2 katlı olan müze oldukça ferah ve herşey net. Gelmişken mutlaka görülmeli. Zaten 1 saatte gezebilirsiniz.
7. Hamra Caddesi
Otelimiz Hamra Caddesine oldukça yakın bir yerde olduğu için, akşamları Hamra Caddesini geziyoruz. Burası şehrin en önemli ve en meşhur caddelerinden birisi olarak biliniyor.
Ancak dikkatimizi çeken çok birşey yok. O yüzden öğlen 12’de şehrin en önemli müzelerinden bir tanesi olan National Museum of Beirut’a gidiyoruz.
8. Place des Martyrs Anıtı
Şehrin tam kalbindeki Mohamed Al Amin camii ve Saint George Maronite Katedrali’nin hemen yanından geçiyoruz ve sol tarafımızda yolun ortasında bulunan anıtın olduğu caddeye ilerliyoruz.
Bu anıt Lübnanlılar için çok önemli. Çünkü iç savaşın izlerini, mermi izlerini görebileceğiniz bir anıt. İbret olsun diye de onarmıyorlar.
9. Roman Remains (Roma Kalıntıları)
Caminin hemen arka kısmında yer alan küçük bir bölgede, Romalılardan kalan kalıntıları görmek için ilerliyoruz.
Bu kalıntılar henüz 50 yıl önce gün yüzüne çıkmış. Malum bu şehir 7 kez yıkılıp tekrar inşa edilmiş bir şehir. O yüzden altıda üstüde tarih kokuyor. Tarihi dokulara sahip çıkılmasını severiz.
10. Place De I’Etoile Meydanı (Yıldız Meydanı )
Roma kalıntılarınıda gördükten sonra, hemen 100 metre gerisinde yer alan bu meydana ilerliyoruz. Burası downtown bölgesinin kalbi. 25 metre yüksekliğinde saat kulesi ile süslenmiş oldukça hoş bir meydan.
2. Abdülhamid’in tahta geçmesinden sonra, bu olayı kutlamak için Beyrutlular bu saat kulesini inşa edip ölümsüzleştirmişler. Meydanın etrafında yer alan kafeler, insanda Avrupa’da herhangi bir meydanda geziyormuş hissi uyandırıyor.
Bence şehirdeki en güzel meydan burası idi. Kahverengi tonlarında yapılmış olan binaların süslediği harika bir bölgede kurulu olan bu meydan, nedense bana Paris’deki Şanzelize Caddesini hatırlattı.
Bütün sokaklar bu meydana çıkıyordu. Mutlaka hem gündüz hemde gece ışıklandırılmış halini görmelisiniz.
11. Saint Georges Greek Ortodoks Katedrali
Hemen Place De I’Etoile Meydanında yer alan Ortodoks Katedrali. Gelmişken görülmeli. Bazen farklı farklı yapıları görüp, kendimce değerlendirdikten sonra, “Keşke mimar olsaydım.” diye hayıflanmıyor değilim.
Gördükçe mukayese etme yeteneği kazanıyor insan. Seyahat ettikçe öğreniyor. Öğrendikçe, ufku açılıyor.
12. Lebanese Parliament (Lübnan Parlemento Binası )
Saat kulesinin hemen arkasında yer alan ancak aslında görecek birşey olmayan bu binaya ilerliyoruz.
Meydana geldiğinizde, dışarıdan görebileceğiniz bir bina. Sadece yerini bileseniz diye yazdım. Tam fotoğrafda yer alan sokakdan ilerleyerek Roma Hamamı kalıntılarına ilerliyoruz.
13. Roman Bath Vestiges (Roma Hamamı Kalıntıları)
Parlemento Binasının arka kısmında yer alan kalıntıların olduğu bölgeye merdivenleri geçerek ilerliyoruz. Burası Romalılardan kalan hamamların olduğu bölge. Romalılar bu şehirde yüzyıllar boyunca yaşadığı için, geride bir sürü tarihi yapılar bırakmışlar.
Keşke daha fazlasını gün yüzüne çıkarabilseler diyerekten, içerisinden yürüyerek bir sonraki durağımız olan Saint Louis Roman Catholic Church (Katolik Kilisesi)’ne gidiyoruz. Giderken solumuzda Hükümet Sarayı kalıyor.
14. Saint Louis Roman Catholic Church (Katolik Kilisesi)
Burası bildiğiniz kilise işte. Zaten yavaş yavaş bina görmekten bıkıyorum. Daha önceden belirttiğim gibi, ben artık tarihe yavaş yavaş doyduğumu farkediyorum.
Benim için deniz, kum, güneş, hafif rüzgar, biraz Akdeniz… Deniz varsa, yaz beni. Filipinler mesela. Hayranım…
15. Magden Abraham Synagogue(Sinagog)
Kilisenin hemen aşağı bölgesinde kalan bu sinagoga giremedik. Kapalı olduğunu söylediler. Eğer sizin zamanınız olursa uğrayın derim.
16. Al Omari Cami
Ana caddelerden birisi olan Waygan Caddesinde ilerliyoruz. Hala Downtonwn bölgesindeiyiz. Sonraki durağımız olan bu camii 7 kez yıkılıp, tekrardan yapılmış.
Aslında katedralmiş ama Memlüklüler zamanında 1291 yılında camiye dönüştürülmüş. İçeride yer alan Osmanlı ve Memlük dönemlerine ait kitabe hazinesini göreceksiniz.
17. Beirut Municipality (Beyrut Belediye Binası )
Al Omari Cami’den çıktıktan sonra sağınızda, Beyrut Belediye binasını göreceksiniz. Birşey yok sadece görmeniz için belirtmek istedim.
Sol tarafınızda ise meşhur Beirut Souks. Burası, Beyrut’ta mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Özellikle halkın, hafta sonları dolaştığı güzel bir bölge.
18. Beirut Souks
Artık yorgunluk başlarken biraz dinlenme zamanı. Şu ana kadar yaklaşık 4 saattir yürüyoruz. Bir kahveyi hakettiğimizi düşünerekten, şehrin en önde gelen alışveriş bölgesindeyiz. Sadece alışveriş merkezinde değil, bu bölgede yüzlerce lüks mağaza bulunuyor.
Dünyanın en pahalı markalarını bu bölgede bulabilirsiniz. Yarım saat kadar dinlendikten sonra, Akdeniz’e yol alma vakti. Nefes almak için kendimizi hemen marina bölgesinde yer alan, Zaitunay Bay’e atıyoruz.
19. Zaitunay Bay
Bölgede gezerken ağzımız tabiri caizse açık kalıyor. Mercedesler, BMW’lar, Ferrariler,dünyanın en kaliteli mağazaları… Daha neler neler.
Marina bölgesine yürüyerek gelirken gördüklerimiz meğer daha başlangıçmış. Ben fakir bir bölge beklerken, gökdelenlerin hüküm sürdüğü meşhur Corniche (Sahil) bölgesinin başlangıcında yer alan marina etrafında sıra sıra dizilen binalar beni şaşırttıkça şaşırtıyor.
Sanırım burası şehirdeki en güzel bölge. Hem gündüz hem de gece geliyoruz. Marina’da dolaştıktan sonra, günbatımını izlemek üzere, sahilden yaklaşık 1 saat yürüyerek meşhur Pigeon Rocks’a gidiyoruz.
20. Pigeon Rocks (Güvercin Kayalıkları)
Bir şehirde en sevdiğim etkinliklerden birisi yürümektir. Ayaklarım çıkar ama inanılmaz keyif alırım. Hele birde Akdeniz sahilinde yer alan Beyrut sahillerinde mis gibi güneşli bir akşamüzeri yürüyorsam, benden mutlusu yoktur.
Artık bir ara o kadar çocuk gibiydik ki, Güvercin Kayalıklarına gelmeden 300 metre berisinde yer alan lunarpark da biraz eğlendik.
Daha sonra şu meşhur Güvercin Kayalıklarını görmeye gittik ve Bay Rock Cafe’de oturup, kayalıkların üzerinden batan güneşi izleyerek arap müziklerinin, nargile kokusunun eşliğinde günü bitirdik.
Birde, bu kayalıkların bir esprisi yok. Sadece çok meşhur hepsi o. Zaten yukarıya eklediğim vidyoda görebilirsiniz.
21. Jeita Grotto (Jeitta Mağarası)
Ertesi gün Jeitta Grotto-Harissa-Byblos turunu yapmak üzere, otelimizin ayarladığı kendi özel aracımız ve rehberimiz Muhammet eşliğinde sabah 9’da yollara koyuluyoruz. Bu tura 100 dolar ödüyoruz. Pahalı…
Sizi sabah 9’da otelinizden alıyorlar ve akşam 5’te geri getiriyorlar. Fiyatlar hemen hemen heryerde aynı. Ama gideceğiniz kişi sayısı fazla olursa, haliyle kişi başı düşen miktar da az olacaktır. Bilginize.
Yaklaşık 20 km uzaklıkta ve 30 dakika mesafede yer alan bu meşhur mağaraya gidiyoruz. Yol boyunca tepelere kurulu olan Lübnan mahallelerini geçiyoruz. Trafik fena. Yollarda idare eder.
Arap müzikleri eşliğinde gittiğimiz bu turda, beni en çok etkileyen yer bu mağara oluyor. 2 katlı olan bu mağara, 1836 yılında bulunmuş. Üst katda yürüyüp, alt katda ise tekneyle geziyoruz.
Bu arada size verilen bileti sakın atmayın. Teleferikle önce üst katın olduğu yere gidecek, sonrasında trene binip alt kata geleceksiniz.
Jeita Grotto, Harissa, Byblos turu alarak bu bölgeleri gezebilirsiniz
Tren derken yolda giden trenlerden. Ring mantığında. Mağara değil sanat eseri. Ben bu kadar güzelini görmedim. Ağzımın açık kaldığı sayılı yerlerden. İnsan bir an için film izliyor da yanıbaşından bir hayalet geçecek gibi hissediyor.
Mağarada devasa sarkıt ve dikitler var. Işıklandırma ile nefes kesici bir yer olmuş. He birde kapıda girerken fotoğraf makinesi, çantalar ve telefonlarınızı bırakacaksınız.
Ama biz bir şekilde fotoğraf çekmeyi başardık. Sırf sizin için… Bu mağaradan o kadar çok etkilendim ki, böyle harika bir yerin varlığından hiç haberdar olmama rağmen gördükten sonra uzunca bir süre kendime gelemedim. Hiç bitmesin istedim. İyiki de gelmişiz.
22. Harissa
Jeitta Mağarasında 1 buçuk saat kadar harika bir tur yaptıktan sonra, bir sonraki durağımız olan Harissa’ya gidiyoruz. Buraya gelmemizin nedeni, ülkenin en önemli tepelerinden birisine kurulu olan Meryem Ana heykeli.
Önce deniz seviyesinde bulunan noktadan, yaklaşık 500 metre yukarıda yer alan tepeye ulaşımımızı sağlayacak olan teleferik biletine 7000 Lübnan Lirası ödeyerek biniyoruz.
Vallahi doğrusunu söylemek gerekirse, oldukça eski olan bu teleferiğe binerken biraz korktum. Ama binmeden de dönmek istemedim. Harissa’ya gelince göreceğiniz manzarada şu şekilde olacak. İzleyiniz efendim…
Yaklaşık 10 dakika boyunca, resmen binaların arasından geçerek, harika Akdeniz manzarası eşliğinde tepeye ulaşıyoruz. Pazar günü olduğu için, bütün Hıristiyanlar çoluk çocuk gelmişler valla.
Bizden daha dinlerine düşkünler gibime geldi. Meryem Ana heykeli, dünyadaki en iyi yüz hatlarının belirgin olduğu heykellerden.
Altındada kilise var. Dilerseniz, heykele kadar çıkıp, kalabalığa karışabilirsiniz. Ağlayan insanlarla beraber aynı yolda yürüyüp, hafifçe esen rüzgarın teninizden yavaşça süzülerek Akdeniz’e karışmasını yaşamadan dönmeyin.
23. Byblos
Tepeden inerken ise, rehberimiz Muhammet tepeye araçla gelip bizi alıyor. Tek yön için teleferik bileti alabilirsiniz yani.
Daha sonra, 40 dakika uzaklıktaki, ülkenin en eski şehirlerinden ve bana göre en güzellerinden bir tanesi olan Byblos’a gidiyoruz. Bu şehrin yeri herkes için ayrı bir öneme sahip.
Nedeni, dünyanın en eski şehri, alfabenin doğduğu yer ve İncil (Bible)’e adını veren yer. Ayrıca burası Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Şehir oldukça iyi korunmuş ve minik bir şehir. Heryerde kafe ve restoranlar var.
Herkes her zamanki gibi deli gibi nargile içiyor. Önce mini bir şehir turu atıp, sonradan sahil kısmında yer alan kaleye çıkıyoruz. Bir esprisi yok. Gelmişken görünebilir.
Sonradan ise, meşhur Chez Pepe restoranında yemek yiyoruz. Fiyatlar her zamanki gibi fena pahalı. Akşam üzeri saat 4 gibi Byblos’dan ayrılıp, Beyrut’a geri dönüyoruz.
24. Baalbeck, Ksara ve Anjar
Bu rotamı ise Lübnan’a 2. gidişimizde geziyoruz. Ülkenin en eski tarihi kentlerinin olduğu bu tur, biraz pahalı. Şöförlü araçlar ile bu geziyi dilerseniz yapabiliyorsunuz ve ortalama 100-120 dolara mal oluyor ve tam 1 gün ayırmak gerekiyor.
Roma döneminden kalma Baalbeck’e giriş 15.000 Lübnan Lirası. Burası, o dönemlerden kalan en en en güzel yapılardan birisi aslında. Özellikle tapınaklar hala ayakta kalmayı başarmış. Gezmek için yaklaşık 2 saatimizi ayırıyoruz.
Lübnan’da konaklama için şu linke tıklayarak en ucuz otelleri inceleyebilirsiniz.
Ksara ise, şarapları ile meşhur bir yer. Caves de Ksara’da şarap mahzenlerini geziyoruz. Giriş ücretsiz. Eğer şarap almak isterseniz, her bütçeye uygun şarap da satıyorlar. Ortalama 1 şişe şarap 10.000 Lübnan Lirası ederinde.
Anjar, Bekaa Vadisinde bulunan yaklaşık 1300 yıllık bir tarihi kent aslında. Günümüzde hala kazılar devam ediyor. Giriş 6.000 Lübnan Lirası.
3 günlük Lübnan gezimin özeti bu şekilde bitti. Lübnan ve Beyrut’a dair her şeyi görmek isterseniz, sizi ilgili yazımı okumaya davet ediyorum. Lübnan gezi rehberi yazıma bakabilirsiniz. Orada Lübnan hakkında bildiğim tüm detayları tek tek anlattım. Beni, aşağıda veya yandaki sosyal medya hesaplarımdan da mutlaka takip etmeyi unutmayın. Hayal edin. Düşün peşine…
Merhaba, beyruta gittiğimiz zaman araba kiralamadan sizin yaptığınız bu turları paket şeklinde satın alacağımız tur satış ofisleri bulunuyor mu yoksa oteller mi ayarlıyor?
Beyrut’a gidince direk otelinizden irtibat kurabilirsiniz. Neredeyse tüm oteller bu turları ayarlıyorlar
Merhaba,
Biblos ve Baalbek’e sizin yaptığınız gibi turlarla değil de araba kiralayarak gidilebilir mi, güvenlik problemi var mı?
Teşekkürler.
Lübnan’da yollar çok iyi değil. Bence riske etmeyin.
lübnanda çok kötü araba kullanıyorlar araba kiralayacaksanız dikkatli olmanızı öneririm , biblos beyruta çok yakın otobüs ile giderbilirsiniz baalbek uzak tur ayarlayıp gidebilirsiniz jetta mağarası muhteşem kesinlikle öneririm
Blogunuz seyahatimizde kılavuzumuz olacak. Heyecanla yola çıkacağımız tarihi bekliyorum 🙂
çok güzel yerler ve siz de çok güzel anlatmışsınız.Biz kendi aracımızla Hataydan çıkış yaparak Beyrut a ulaşmayı planlıyoruz.335km falan.sormak istediğim bu rotada kendi aracımızla güvenlik sıkıntısı yaşar mıyız.teşekkürler.
Lübnan’da kendi arabanızla da gezebilirsiniz.
Ayfer Hnm Mrb;
Bahsettiğiniz Suriye üzerinden Lübnan gezinizi gerçekleştirdiniz mi? Aynı rotayı biz de kullanmak istiyoruz. Güvenlik ve sınır geçişleri hakkında bilgi arıyoruz.Slm
kendi araçınızla beyruta gittinizmi
Ayfer Hnm Mrb;
Bahsettiğiniz Suriye üzerinden Lübnan gezinizi gerçekleştirdiniz mi? Aynı rotayı biz de kullanmak istiyoruz. Güvenlik ve sınır geçişleri hakkında bilgi arıyoruz.Slm
Türkler Suriyeye vizesiz giremeyio girse bile Muhaberat hemen alıp sorguluyor.Makine sattık Lübnan üzerinden lakin kurmaya vize alıp gidemedik Görüntülü telefonla oradaki mühendise anlatarak kurduk.Risk var bilginize